6 ila 19 yaş arasındakilerde yüzde 12,5 oranında işitme kaybı gelişiyor. Öneriler: Kulaklıkla 60 dakikadan uzun süre müzik dinlememek, maksimum volümü yüzde 60 olarak ayarlamak, kulaklık ile uykuya dalmamak
Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği, “3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü” dolayısıyla basın toplantısı düzenledi. Toplantıda her geçen gün artan kulaklık kullanımı ve şehirlerdeki trafikte ortaya çıkan gürültünün işitme kaybındaki rollerine dikkat çekildi.
İstanbul Beyoğlu’nda bir otelde düzenlenen toplantıda konuşan Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Başkanı, Prof. Dr. Mete Kıroğlu, “Gençlerde ve ergenlerde hayatın en sağlıklı döneminde neden işitme kaybı görmeye başladık? Bu durumun önemli sebeplerinden birinin kulaklıkla yüksek sesli müzik dinleme ile alakalalı olduğunu sanıyoruz. Bir çalışmaya göre, 6 ila 19 yaş arasındaki kesimde yüzde 12,5 oranında özellikle yüksek volümde kulaklık kullanmaya bağlı işitme kaybı gelişmekte” dedi.
Ergen yaş grubunda önceki senelere göre artan işitme kayıplarını teknolojinin gelişmesine bağlayan Kıroğlu, “Kulaklık kullanıldığında 60 dakikadan uzun süre müzik dinlememek, maksimum volümü yüzde 60 olarak ayarlamak, kulaklık ile uykuya dalmamak ve yüksek sesli ortamlarda kulakları tıkamak gerekiyor” diye konuştu.
Yola yakın oturanlar dikkat
Prof. Dr. M. Mete Kıroğlu, şehir trafiğinin ortalama sesinin 85 desibel olduğunu, iç kulaktaki hücrelerin 8 saate kadar bu yükseklikteki sese dayanabildiğine dikkat çekti.
Prof. Dr. Kıroğlu, trafik gürültüsüne maruz kalanlarda işitme kaybının 1 hafta, 1 ay gibi kısa sürelerde oluşmadığını belirterek şöyle konuştu:
“5-10 yıl gibi uzun sürelerde, trafiğin yoğun olduğu yerlerde 80, 85 desibele veya daha yukarılara çıkan bir ses ortamı var. Bu ses, pencereniz açıksa içeriye gelmesi mümkün. İç kulak buna 8 saat kadar dayanabilir. Trafik saatleri dışında da kişiler sese maruz kalıyorsa, müzik dinliyorsa bu süre 8 saati geçecek demektir. Dolayısıyla bu kişilerin daha dikkatli olması gerekiyor. Çift cam ile ses önlenebilir.”
Erken tanı özellikle bebeklerde çok önemli
Bebeklerin tedavilerinin bir yaş civarında tamamlanması gerektiğine de vurgu yapan Kıroğlu, “Bir bebeğe erken dönemde tanı konmalı, biyonik kulak gibi cerrahi müdahaleler 1 yaş civarında tamamlanmalıdır. Daha ileri yaşlarda yapılan tedavilerin yararı azalmaktadır. Beş yaşına gelmiş bir çocukta işitme sağlansa da başarılı bir iletişim kurması olanaksızdır. Oysa aynı tedaviyi bir yaşında bir çocuğa yaptığımızda yaşıtları ile benzer konuşma ve iletişim özelliklerine sahip olurlar” diye uyardı.