Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği tarafından “3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü” dolayısıyla işitme engeline dikkati çekmek ve bu konuda farkındalık yaratmak amacıyla basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısında konuşan Dernek Başkanı Prof. Dr. Mete Kıroğlu, sağır ve dilsiz diye bir kavram artık yok, tüm işitme kayıpları giderilebiliyor; ama erken tanı ve müdahale önemli diyerek işitme kayıplarına yol açan faktörler ve son dönem tedaviler hakkında bilgi verdi.
GÜNDE EN FAZLA 60 DAKİKA KULAKLIKLA MÜZİK DİNLENEBİLİR
Doğduğumuz andan itibaren yaşlanmaya başlayan kulak, en hızlı yaşlanan organdır diyen Prof. Dr. Kıroğlu, “Doğumsal veya sonradan gelişen işitme kayıplarının önemli bir kısmı önlenebilir. İşitme kayıplarının en önemli nedenlerinden biri yüksek sese maruz kalmak. Özellikle son teknoloji kulaklıklarla yüksek sesle dinlenen müzikler farkında olmadan kulaklara zarar veriyor. Son dönemde bu sebeple gençlerde işitme kayıpları görülmeye başlandı. Kulak sağlığının korunması için günde en fazla 60 dakika uygun bir yükseklikte müzik dinlenebilir. Eğer kişi o gün yüksek sesin olduğu örneğin müzikli bir ortama girecekse buna göre süreyi azaltmalıdır. Kulak sağlığına zarar veren hatalı bir davranış da uykuya dalmak için kulaklıklarla müzik dinlemektir.” dedi.
YÜKSEK SES VARSA KULAKLARINIZI TIKAYIN
Yüksek sese maruz kalmanın kulaklara zarar verdiğini belirten Prof. Dr. Kıroğlu, “Kulak sağlığı için yüksek sesle temas azaltılmalıdır. Örneğin bir yerde yüksek ses varsa bu tür yükses sesli ortamlarda mutlaka kulaklarınızı tıkayın. Normal şehir trafiğinin sesi ortalama 85 desibeldir (dB). İç kulağımızdaki hücreler bu sese 8 saate kadar dayanabilir, daha uzun süreli bir maruziyet kalıcı hasara yol açar. Eğer o gün 8 saat trafik sesine maruz kalmış isek aynı gün müzik dinlememeliyiz. 85 dB’i 88 dB’ye çıkaralım, bu durumda izin verilen süre 4 saattir. İç kulak hücrelerimiz 91 dB’ye 2 saat, uçak sesi 95 dB’ye ise 1 saat dayanabilir. 120 dB şiddette bir ses kulaklarımızda ağrı oluşturur. Yüksek sesli ortamlarda çalışanlar mutlaka uygun kulaklıklarla kulaklarını korumalıdır.” diye belirtti.
KAYBI ERKEN DÖNEMDE FARK EDEBİLMEK ÖNEMLİ
Tüm hastalıklarda olduğu gibi işitme kayıplarının giderilmesinde de erken tanının önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kıroğlu, “Hangi yaşta olursa olsun işitme kaybının erken bir dönemde fark edilmesi tedavinin başarısı için önemlidir. Aksi takdirde kaybedilen sesler zamanla beyin tarafından algılanamaz hale geliyor. Doğumsal sebepler dışında hamilelik döneminde geçirilen enfeksiyonlar da bebeklerde işitme kayıpları oluşmasına yol açabiliyor. Orta kulakta sıvı birikmesi, ağrı kesici antibiyotik gibi bazı ilaçların yanlış kullanımı da kulaklara zarar verebiliyor.” dedi.
GELECEĞİ DİNLE
Dünya Kulak ve İşitme Günü’nün bu seneki temasının Dünya Sağlık Örgütü tarafından belirlenen “Geleceği Dinle” olduğunu aktaran Prof. Dr. Kıroğlu, şöyle devam etti: “Artık işitme kaybı olan 1 yaş civarındaki çocuklar da, biyonik kulak ameliyatlarıyla duyar ve konuşur hale gelebiliyor. Eğer çocukta iç kulak hiç gelişmemişse, işitme siniri olmasa bile direkt beyin sapındaki işitme merkezine bir elektrot yerleştirerek duymayı sağlamak mümkün olabiliyor. Önemli olan erken tanı sağlamak. İşitme kayıplarını erken dönemde fark edebilmek için yeni doğan döneminde yapılan işitme tarama testleri önemli bir yer tutuyor.”